
Bu çalışma Adalet Ağaoğlu’nun 12 Mart sonrası toplumdaki yalnızlaşmaya odaklandığı Yazsonu romanını ekoeleştiri yöntemiyle ve derin ekoloji ilkeleri odağında incelemektedir. Yazsonu, kutuplaşmanın yoğun olduğu politik iklimde romanın başkişisi olan kadının tatilini geçirmek için gittiği kasabanın doğasında geçen gündelik deneyimlerini konu edinir. Roman bireyi doğa ile etkileşim hâlinde ve ekolojik çevrenin dinamiklerinden etkilenmeye açık bir varlık olarak konumlandırarak insan ve diğer canlı varlıklar arasındaki hiyerarşiyi yapı bozumuna uğratır. Çalışmada bu eserin seçilmesinin nedeni metnin, insanı doğaya hükmeden ve ekolojik çevre üzerinde tahrip edici etkisi bulunan bir fail olarak temsil etmekten ziyade, tüm varlıklarla eşit etki gücüne sahip bir özne olarak temsil etmesidir. Bu çalışmanın amacı şimdiye dek bir 12 Mart romanı olarak ele alınmış Yazsonu romanında, kendisini gösteren ekolojik ve politik kesişimsellikleri ortaya çıkarmaktır. Yazsonu, doğanın kendi döngüleri aracılığıyla insan merkezci müdahalelere karşı verdiği tepkilere odaklanmakta ve bireyin doğanın sahibi değil, sakini olduğunu kullandığı eşitlikçi dil aracılığıyla vurgulamaktadır. Bu sayede hem toplumsal karmaşa ile ekolojinin kendine ait düzenini, hem de doğanın saflığı ve yapılaşmanın getirdiği bozulmayı karşılaştırma imkânı verir.