
Bu yazıda Esra Dicle tarafından hazırlanan Edebiyatın Duygu Haritası başlıklı kitap değerlendirilmiştir. Kitapta edebiyat eleştirisi alanının duygu çalışmalarına açacağı imkânların peşinden gidilerek aklın hükümranlığı, her şeyin ölçüsü olarak kabul edilen insan ve insana dair kabuller sorgulanmış; insan ve insan dışı aktörlerin dolaşıklığında duygulara bakılarak bir kartografya çalışması yapılmıştır. Çalışmada yazıları yer alan yazarlar tarafından duyguların ne söylediği, nasıl algılandığı, “(biz)”e ne yaptığı gibi sorular etrafında toplumsal cinsiyet normlarının yarattığı tahakküm mekanizması, kadın-erkek, duygu-akıl gibi ikilikler, kapitalizmin ürettiği matrisler çeşitli ilişkisel ağların izi sürülerek sorgulanmıştır.