
Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli edebiyatları arasında, Dimitrie Kantemir’in alegorik romanı Istoria ieroglifică, terimin modern anlamıyla bile örtüşebilecek şekilde Türkçe dışı edebiyat örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Seküler edebiyat esas olarak kronikler, antik dönem ya da Bizans dönemi metinlerinin çevirileri ve kopyaları ile el yazması muhtelif kitaplardaki popüler anlatılardan (genellikle İncil’deki Apokrif’e dayanan fabllar ve hikâyeler) oluşuyordu. Belles-lettres anlamında edebiyattan bahsederken düşünmeye alışkın olduğumuz metin türlerinin çoğu XVIII. yüzyılın sonlarına kadar mevcut değildi. Dimitrie Kantemir’in halefi ve selefi olmayan roman à clef’inin istisnai konumu da buradan ileri gelir.