
Diyâr-ı Rûm’da 16. yüzyıl dolaylarında görünürlükleri artan âşık, meddah ve hâyalî gibi icracıların anlatı mekânı olarak kahvehaneleri mesken tuttukları ve bu mekânlarda icralarda bulundukları bilinmektedir. Bu makalede hikâye anlatıcıları olarak kategorize edilmiş icracıların, Osmanlı döneminde kolektif bir anlatı zemini inşa ettikleri ve performanslarını muhataplarının beklentilerine göre şekillendirerek bir tahkiye ekonomisi oluşturdukları öne sürülmüştür. Kahvehanelerin müdahilliği ile şekillenen bu ekonomiyi popüler kültür bağlamında incelemiş olan makalede, anlatıcıların kendi içinde bir çeşit piyasa oluşturarak Osmanlı’da patronaj temelli metin üretim pratiklerinden farklı bir bağlamın içinde icralarını şekillendirdikleri ve popüler kültürde tutunmak adına muhtelif taktikler geliştirdikleri iddia edilmiştir.