Edebî metne bakışın niteliği, yazı ile söz arasındaki ilişki ve okurun metin karşısındaki konumu, kadim poetik sorulardan modern kuramsal tartışmalara uzanan temel meselelerdir. Atiye Gülfer Gündoğdu’nun Yazının Önünde: Edebî Metnin Anlamının Teşekkülünde Okurun Rolü adlı çalışması, bu meseleleri tarihsel süreklilik ve kuramsal dönüşüm ekseninde yeniden düşünerek okuma eylemini yalnızca anlam üretiminin değil, anlamın oluşuna tanıklık etmenin bir zemini olarak konumlandırır. Birinci bölümde yazıyla karşılaşmanın okuma ve anlama ortamını nasıl dönüştürdüğü, ikinci bölümde bu dönüşümün Osmanlı’nın son döneminden itibaren hangi tarihsel biçimler üzerinden gerçekleştiği, üçüncü bölümde ise modern anlama tarzlarında metnin sesinin kısılması problemi tartışılır. Gündoğdu, tarihsel süreçte yazıyla karşılaşan okurun metinle kurduğu ilişkinin izini sürerken, bu temasın okuru dönüştüren ve hayatına yön veren bir tecrübe olduğunu savunur. Böyle bir karşılaşma, okurun edebî metnin konuşmasına izin vermesini ve metni ortaya çıktığı bağlamdan bağımsız biçimde yorumlamasını gerektirir. Bu bağlamda özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında etkili olan okur kuramlarıyla hesaplaşan çalışma, Hans-Georg Gadamer ve Paul Ricoeur’ün hermeneutik düşüncesi üzerinden edebî metinde anlamın teşekkül sürecine dair imkânları yeniden konumlandırır.