
Latife Tekin’in Zamansız adlı pandemi dönemi anlatısı ölümle yüz yüze gelinen ve felaket karşısında var olmanın yolunu bir-oluşla arayan bir metindir. Ötekiye yani insan-dışına, içine aldığı ekolojik alanda yer açan anlatı, yazarın eko-eleştirel tavrına önceki eserlerinden farklılaşarak bilinmezin sularında gezinen eko-lirik bir nitelik katar. Eko-lirik olanın bilinmez yanıyla bir yeryüzü varoluşu olarak aktarıldığı anlatıda meçhul özneler ve bulanıklıklar inşa edilir. Bu özneler ve bulanıklıkların aşk ve ölüm mefhumlarının sınır tanımayan yanıyla metne yedirilişini sağlayan, sürekli sallantıda olmayı arzulamaları ve ancak bu şekilde var olabilecekleri tutkularıdır. Bu çalışma Isabelle Stengers’in ötekinin temsili olan “kozmik budala” kavramıyla ve Hubert Zaph’ın edebiyatı bir kültürel ekoloji alanı olarak görme pratiğiyle anlatıda öznelerin ötekiliklerinin ve ötekiye çağrılışlarının izini sürecektir. Bunu yaparken ötekiyi temsil eden budalanın kendine has işlevleri olan “yavaşlatma”, “acı çekme”, “afallama”, “afallatma” ve “bulanıklaşma” eylemleri ele alınacak ve bu eylemler metinde bilinenin, insan-dışının da dahil olduğu bilinmez ve muğlak olanda geçersiz kılınmaya çalışılması ve sınırlarının ısrarla ihlal edilmesi üzerinden anlamlandırılacaktır.