https://nesirdergisi.com/index.php/nesir/issue/feedNesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisi2024-10-30T15:32:28+03:00Kaan Kurteditor@nesirdergisi.comOpen Journal Systems<p>Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisi (ISSN: 2757-9999, e-ISSN: 2822-468X), Türkiye’deki edebiyat araştırmaları birikimini Türkçe ve/veya İngilizce olarak yerel ve uluslararası ölçekte tartışma konusu hâline getirme, dünya edebiyatları üzerine Türkiye’de yapılan araştırmalara alternatif bakış açıları sunma ve farklı disiplinlerin diyaloğa girdiği çok sesli bir mecra olma hedefiyle yola çıkıyor. Bu doğrultuda Nesir, Türk edebiyatı başta olmak üzere farklı coğrafyaların, dönemlerin ve dillerin edebiyatlarını karşılaştırmalı edebiyat, dilbilim, kültür tarihi, kültürel çalışmalar gibi çeşitli disiplinlerin yöntemlerinden faydalanarak değerlendirmeyi ve bunu yaparken de güncel teorik tartışmaları yakından takip etmeyi ilke edinmiş araştırmacıları buluşturmayı amaçlamaktadır.</p> <p>Nesir, bu ilkeleri rehber edinerek Türkiye’deki ve dünyadaki akademik-hakemli edebiyat araştırmaları dergilerinin arasında yerini almayı ve edebiyat araştırmaları sahasında çok kültürlü bir çeşitlilik sunmayı hedeflemektedir.</p>https://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/145Sabık Başvekilden Mektup (!) Var: Hüseyin Rauf (Orbay) Bey’in Ülkenin Durumuna Dair Kaleme Aldığı Değerlendirmeler2024-10-17T12:35:38+03:00Selim Ahmetoğluselim.ahmetoğlu@samsun.edu.tr<p>Tarih araştırmalarında kullanılan birincil kaynak türlerinden biri olan mektup, iki kişi arasında duygu, düşünce ve izlenimlerin aktarımına olanak sağladığı için önemlidir. Özellikle, mektubu kaleme alan ve mektubun muhatabı olan kişilerin bir ülkenin tarihinde önemli konumlara sahip olması, bu belgeleri değerli kılmaktadır. Bu yazıda incelenecek olan mektup formatında kaleme alınmış belgeler, sabık Başvekil Hüseyin Rauf Bey’in istifasının ardından çıktığı yurt gezisinde uğradığı yerlerde gördükleri ve halkla yaptığı görüşmeler neticesinde oluşan izlenimlerini yeni başvekil Ali Fethi Bey’e ve İktisat vekili Mahmud Esad Bey’e hitaben kaleme aldığı değerlendirmeleri içermektedir. Bu belgelerdeki değerlendirmeler, Hüseyin Rauf Bey’in kaleme aldığı ve <em>Cehennem Değirmeni</em> adıyla yayınlanan hatıralarında yer almamaktadır. Bu nedenle zikredilen belgeleri temel alan çalışmamızın literatüre orijinal bir katkı sağlayacağını söylemek yanlış olmayacaktır. </p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/146XIX-XX. Asır Osmanlısında Muzır Yahut Yasaklı Yayınlara Ait Belgeler: Ebu Müslim Destanı2024-10-17T12:47:13+03:00Ali Kozanali.kozan@samsun.edu.tr<p>Sultan II. Abdulhamid’in tahttan indirilme gerekçeleri arasında dinî kitaplarda tahrifat yapmak, yasaklamak ve yaktırmak gibi matbuât politikaları gösterilmiş ve bu, birçok çalışmaya konu olmuştur. Bu yazıda, II. Abdulhamid devri matbuât politikası çerçevesinde basımı dinen ve siyaseten men edilen <em>Ebû Müslim Destanı</em>’na yönelik arşiv belgelerinin bir kısmı değerlendirilmiştir. İlgili belgeler, söz konusu destanın tespitine yönelik denetimler, denetim yerleri, yasaklanma gerekçesi, toplatılma ve imha sürecine yer vermektedir.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/138Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek. İki Kilise Arasında Binamaz: Karamanlıca Edebiyatta Dil, Kimlik ve Yeniden-Yazım (İstanbul: Metis Yayınları, 2024)2024-09-20T12:07:03+03:00Murat Cankaramurat.cankara@asbu.edu.tr<p>Bu yazının amacı, Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek’in 2024 yılında yayınlanan <em>İki Kilise Arasında Binamaz: Karamanlıca Edebiyatta Dil, Kimlik ve Yeniden-Yazım</em> kitabını eleştirel bir bakış açısıyla tanıtmaktır. Şimşek, bu çalışmasında, Kula doğumlu Ortodoks-Hristiyan Evangelinos Misailidis’in (1820-1890) İstanbul’da Yunan harfleriyle Türkçe olarak dört cilt halinde yayınlanan <em>Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş </em>(1871-1872) romanını disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alıyor. Misailidis’in, İstanbullu bir Rum olan Grigoris Paleologos’un 1830 yılında Atina’da Yunanca yayınlanan <em>O Polipathis</em> romanına dayanan metni, neredeyse keşfedildiği ve Latin harflerine aktarıldığından beri, orijinal olmadığı, taklit olduğu gerekçesiyle değersiz görülmüş, edebiyat tarihlerinin dipnotlarında unutulmaya yüz tutmuştur. Oysa Şimşek’e göre, Misailidis’in romanı basit bir kopya değil, son derece dikkate değer bir yeniden yazımdır. Bu kitapta, söz konusu yeniden-yazım ideolojiden anlatıbilime geniş bir yelpazede yer alan kuram ve kavramlar ışığında inceleniyor. </p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/136Alphan Akgül. Kim Egemen Olabilir Yazgısına: Türk Romanında Trajedi ve Özgür İrade (Ankara: Çolpan, 2021)2024-08-30T17:11:57+03:00Saliha Samanlısalihasamanli@hotmail.com<p>Alphan Akgül’ün 2021’de yayımlanan <em>Kim Egemen Olabilir Yazgısına Türk Romanında Trajedi ve Özgür İrade </em>adlı kitabı erken dönem Türk romanında trajedinin izini sürmekte; trajedinin unsurlarını, nedenlerini ve sonuçlarını geleneksel-modern çatışması bağlamında ele almaktadır. Kitap bu bağlamda, ilk romanlarımızda trajik olay örgüsüyle birlikte dramatik kurgunun bilinçli bir tercihle kullanıldığını iddia etmektedir. <em>Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat</em>’tan <em>Sefile</em>’ye, <em>Araba Sevdası</em>’ndan <em>Zehra</em>’ya on romana yakın okuma yapılmakta, trajik hissiyatın varlığı kadar çıkmaza girdiği noktalar işaret edilmektedir. Ele alınan bu ilk romanlar trajedinin unsurlarını ortaya çıkarmak niyetiyle zaman zaman dünya edebiyatından farklı metinlerle karşılaştırılmaktadır. Türkçe edebiyattaki varlığı farklı dönemlerde tartışma konusu edilmiş olan trajedi kavramı, Akgül’ün çalışması sayesinde tekil roman örnekleri üzerinden kapsamlı biçimde ele alınmaktadır.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/147Şehnaz Tahir Gürçağlar (haz.). Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler (İstanbul: İthaki Yayınları, 2019)2024-10-20T00:19:42+03:00Duygu Tekgül Akınperihanduygu.tekgulakin@eas.bau.edu.tr<p>Şehnaz Tahir Gürçağlar’ın Nur Zeynep Kürük, Deniz İpek Çekderi, Pınar Besen, Özlem Berk Albachten, Çiğdem Akanyıldız Gölbaşı, Ş. Seda Yücekurt Ünlü, Ceyda Elgül, Buket Dabancalı Fakıoğlu, Ahu Selin Erkul Yağcı, Alev K. Bulut, Sabri Gürses, Merve Akbaş, Elif Aka ve Özüm Arzık Erzurumlu’nun katkılarıyla yayına hazırladığı <em>Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler</em>, çeviri dünyamıza emek vermiş 16 kadın çevirmenin hayatını ve çalışmalarını konu ediniyor: Halide Edib Adıvar, Sabiha Sertel, Seniha Bedri Göknil, Azra Erhat, Melâhat Togar, Adalet Cimcoz, Mîna Urgan, Güzin Dino, Nihal Yeğinobalı, Gönül Suveren ve Gülten Suveren, Tomris Uyar, Pınar Kür, Belgin Dölay, Fatma Artunkal ve Zeynep Bekdik. Seçkiyi oluşturan makalelerin konu açısından oldukça belirgin bir odak noktası olsa da hem çevirmenlerin yaşadığı tarihsel dönem hem de üzerinde çalıştıkları metin türü açısından zengin bir çeşitlilik arz ediyor: Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinden günümüze kadar uzanan geniş bir tarihsel bakış açısı içinde hem yazılı hem de sözlü çeviriyi, hem saygın türleri hem de popüler türlerle edebiyat dışı metinleri kapsıyor kitap. Biyografi türünde konumlandırabileceğimiz metinler, ele aldıkları çevirmenlerin aile ve meslek hayatlarını yayın dünyasının dinamiklerini de göz önünde bulundurarak toplumsal bağlama oturtuyor.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/148Sayı Editöründen2024-10-29T16:28:21+03:00Nefise Kahramannefikahraman@gmail.com<p><em>Nesir: Edebiyat Çalışmaları Dergisi</em>’nin yedinci sayısı ilhamını, Else Vieira’nın 1990’ların ortasında çeviri çalışmaları kapsamında öne sürdüğü, çeviri ve diğer yorumlayıcı süreçlerde kurmacanın önemini vurgulayan “kurgusal dönüş” (fictional turn) tanımından alıyor.<a href="#_ftn1" name="_ftnref1"><sup>[1]</sup></a> Vieira’nın, Brezilyalı ve Latin Amerikalı yazarların eserlerinde bulunan çeviriyle ilgili temalar üzerine yaptığı çalışma, Edwin Gentzler<a href="#_ftn2" name="_ftnref2"><sup>[2]</sup></a> ve Rosemary Arrojo<a href="#_ftn3" name="_ftnref3"><sup>[3]</sup></a> gibi diğer akademisyenler tarafından daha da geliştirilmiştir. Arrojo, <em>Fictional Translators: Rethinking Translation Through Literature</em> (2018) adlı eserinde, çeviri çalışmalarının disiplinlerarası bir alan olarak büyüdüğünü ve çevirmen karakterlerin 2000li yılların başlarında dünya edebiyatında daha sık görünür olduğunu, kurmacada çevirmenlere ve çeviriyle ilgili temalara olan akademik ilginin “başka yerlerde de [Latin Amerika dışında] eleştirel bir malzeme bolluğu üretmeye başladığını”<a href="#_ftn4" name="_ftnref4"><sup>[4]</sup></a> gözlemlemektedir. <em>Nesir</em>’in bu sayısında yer alan makaleler, Türk edebiyatında çeviri edimine ve çevirmen karakterlere olan akademik ilginin arttığını kanıtlayan araştırmalar içermektedir.</p> <p>“Kurmaca eserlerde bulunan çeviri kuramına dair düşünceleri çeviri bilim çalışmalarına entegre etme”<a href="#_ftn5" name="_ftnref5"><sup>[5]</sup></a> amacını taşıyan kurgusal dönüş’ün (fictional turn) ilk kez adlandırılmasından bu yana geçen otuz yılda, bu konuda birçok akademik konferans düzenlenmiş ve bu konferansların bazı bildirileri daha sonra derleme kitaplarda basılmıştır. Bu konferanslardan biri, 2011 yılında Viyana Üniversitesi Çeviri Çalışmaları Merkezi’nde düzenlenmiş ve bu konferanstaki bildirilerden mürekkep <em>Transfiction: Research into the Realities of Translation Fiction</em> (2014) adlı bir derleme kitap yayımlanmıştır. Bu derlemede, kurmaca eserlerde (ve aynı zamanda filmlerde) çevirmen ve tercüman karakterlerinin artan görünürlüğüne ilişkin olarak, editörlerden Klaus Kaindl şu şekilde bir yorumda bulunur: “Edebiyat ve sinema asla toplumdan kopuk değildir; aksine kendi yöntemleri ve araçlarıyla toplumdaki gelişmelere, değişimlere ve çalkantılara tepki verir.”<a href="#_ftn6" name="_ftnref6"><sup>[6]</sup></a> <a href="#_ftn7" name="_ftnref7"><sup>[7]</sup></a> Çevirinin sosyal ve siyasi potansiyeli —özellikle göç, sürgün ve savaş bağlamlarında— göz önüne alındığında, çevirmenlerin ve tercümanların en çarpıcı edebî eserler ve filmlerin merkezinde yer alması şaşırtıcı değil.<a href="#_ftn8" name="_ftnref8"><sup>[8]</sup></a></p> <p>Bugün, “kurmaca eserlerde çeviriyle ilgili olguların tanıtılması ve (artarak) kullanılması olarak tanımlanan”<a href="#_ftn9" name="_ftnref9"><sup>[9]</sup></a> çeviri kurmacası (transfiction), kendisini ayrı bir tür olarak kabul ettirmiş olup akademisyenleri geniş bir tematik alanı keşfetmeye yöneltmiştir. Bu alanlar sıklıkla, kurmacadaki çevirmen tasvirini gerçeklikle karşılaştırmayı, edebiyatta çevirinin metaforik işlevini incelemeyi, özgün metin ile çevirisi veya yazar ile çevirmen arasındaki ilişkiyi araştırmayı içerir. Diğer araştırma konuları ise kurmaca ile gerçek çeviri uygulamaları arasındaki etkileşim, metne sadakat/sadakatsizlik, çevirilemezlik/çevirilebilirlik ve çeviride görünürlük/görünmezlik gibi sorular ile çevirmenler ve tercümanlar hakkında kabul görmüş fikirler, klişeler ve toplumsal kalıpların ortaya çıkarılmasını kapsar. Çoğu zaman, bu temaların birçoğu tek bir anlatıda bir arada bulunur ve bu da birçok eserin çeşitli araştırma sorularını ve metodolojik yaklaşımları desteklemesine olanak tanır. <em>Nesir</em>’in bu sayısında yer alan makaleler, özellikle edebiyat ve çeviri çalışmaları arasında disiplinlerarası bir diyaloğu teşvik ederken bu konulardan birini veya birkaçını merceğine alarak bu gözlemi örneklendirir.</p> <p>Sayı beş araştırma makalesi içermektedir. Hilal Erkazancı Durmuş’un “Çok Seslilikten “Çifte Yazarlığa”: <em>Benden’iz James Joyce</em> Adlı Eserde Çevirikurgusal Sesler” başlıklı makalesi, Fuat Sevimay tarafından Joyce külliyatı üzerine yan-metinsel bir yorum olarak yazılmış bir roman olan <em>Benden’iz James Joyce</em>’u merceğe alıyor. Durmuş, Joyce’un eserlerini Türkçeye çeviren Sevimay’ın kendi çevirmen kimliğinin romandaki anlatıcı sesini şekillendirdiğini ve bu kimliğin çevirmenin sesi ve Bakhtin’in çok seslilik kavramı gibi teorik açılımları daha derinlemesine inceleme olanağı tanıdığını ileri sürer. Durmuş, makalesinin sonunda, çevirmenler tarafından yazılan ve çevirmen karakterler içeren eserlerin çevirmen çalışmaları içinde mikro tarihsel araştırmadan beslenen çevirmen arşivinin bir parçası olarak görülmesi gerektiğini öne sürer.</p> <p>Şehnaz Tahir Gürçağlar ve Selin Erkul Yağcı’nın “Bölünmüş Kimlikler ve Bölünmüş Benlikler: Türk Edebiyatında Çevirmen Karakterler” başlıklı makalesi, Osmanlı ve çağdaş Türk edebiyatında çevirmen ve tercüman temsillerine odaklanıyor. Bu eserlerde, çevirmenler genellikle kimlik krizleri yaşayan ve zihinsel dengesizliklerle mücadele eden bireyler olarak betimlenir. Bu tekrarlayan tema, kültürel dönüşümle ilgili endişeleri yansıtır. Çağdaş eserler aynı temayı sürdürürken kimlik çatışmaları ve psikozlarla boğuşan çevirmenleri ele alıp kültürler ve diller arasında gezinirken oynadıkları role ışık tutar. Delilik ve çevirmen kimliği arasındaki bağlantıyı etkileyici bir şekilde ortaya koymasının yanı sıra, makale, Türk edebiyatında çevirmen ve tercüman karakterler üzerine Türkiye’deki akademisyenler tarafından yürütülen akademik araştırmaların kapsamlı bir özetini sunuyor.</p> <p>Eyüp Aygün Tayşir’in “Bir Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi Düşünce İnsanı Olarak Mehmed Enisî (Yalkı) ve Bir Anti-Sosyalist Metin Olarak ‘İnsanlarda Müsavat: Sosyalistlerin Allah’ı’” başlıklı makalesi, erken Cumhuriyet döneminde eserler vermeyi sürdürmüş, daha az bilinen Osmanlı subayı, yazar ve çevirmen Mehmed Enisî’nin yaşamı, ideolojisi ve edebî tercihleri arasındaki bağlantıları inceliyor. Arşiv araştırmasına dayanan makale, Enisî’nin 1924 yılında İngilizceden Osmanlı Türkçesine çevirdiği anti-sosyalist bir edebî eseri ele alıyor. Çalışma, Enisî’nin hayatı ve eserleri hakkındaki mevcut bilgileri güncelleyerek, onun pozitivist görüşlerini ve sosyalizmi bir tehdit olarak algılayışı üzerinde duruyor.</p> <p>Ömercan Çetinkaya’nın “<em>Penâhî Mecmuası</em> (Milli Kütüphane MS 06 Mil Yz A 4922) ve MESTAP’a Göre Tasnifi” başlıklı makalesi, <em>Nesir</em>’in bu sayısında, her sayıda olduğu gibi dosya konusunun kapsamı dışında kalan araştırma makalelerinden biri olarak yer alıyor. Makale, 1902 yılında Penâhî adıyla bilinen Mustafa Müslim Ocak tarafından derlenen <em>Penâhî Mecmuası</em>’nın analizi yoluyla mecmua türüne dair yeni bakış açıları sunuyor. Çetinkaya, derleyicinin kimliğinin ve derleme tarihinin belirlenmesinin önemini vurguluyor ve bu çalışmayı şekillendiren tasavvuf tarihi, toplulukları ve metinlerine dair önemli bilgiler veriyor. Sonuç olarak çalışma, mecmua araştırmalarını ilerletmeyi ve gelecek çalışmalar için örnek teşkil eden bir yaklaşım sunmayı amaçlıyor.</p> <p><em>Nesir</em>’in bu sayısında dosya konusunun dışında kalan diğer makale, Yasemin Yılmaz Yüksek’in “Jeannie Baker’ın Resimli Kitaplarında Görülmeyen Şiddetin İzini Sürmek” başlıklı çalışması. Bu makale, Avustralyalı görsel sanatçı Jeannie Baker’ın üç eserine ekolojik bir eleştiri sunar. Bu üç eser, yazısız resimli kitaplar <em>Belonging</em> ve <em>Window</em> ile resimli kitap <em>The Hidden Forest</em>. Yüksek, Baker’ın görsel hikâye anlatımının okuyucuyu kentleşme ve insan istismarıyla tetiklenen çevresel değişimlerin tanığı olarak konumlandırdığını söyler. Yüksek, Baker’ın kitaplarında ince ince ilerleyen illüstrasyon değişiklikleri aracılığıyla okuyucuları insanlar, doğa ve insan dışı varlıklar arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye teşvik ettiğini savunur.</p> <p>Sayı iki çeviri makale içeriyor. Atiye Gülfer Gündoğdu, Hans-Georg Gadamer’in “‘Muteber’ Metin ve Hakikati” başlıklı makalesini Almancadan Türkçeye çevirdi. İlk olarak Kasım 1978’de Minneapolis’te düzenlenen Midwest Modern Language Association yıllık toplantısında sunduğu makalesinde Gadamer, edebî metinlerin hakikatle ilişkili olmadığı gerekçesiyle küçümsenip yalnızca “kurgu” olarak nitelendirilmelerine karşı edebî metinlere itibarını yeniden kazandırıyor. Gadamer, edebî metinlerin hakikatle kurduğu ilişkiyi yeniden inceleyerek, bu eserlerin dokusunda yer alan edebiyata özgü özelliklere odaklanıyor.</p> <p>Zeynep Kürük Erçetin, “Bir Başka Halide: Halide Edib Adıvar’ın Gölgede Kalan (Öz-) Çevirmen Kimliği” başlıklı kendi yazdığı makaleyi Türkçeden İngilizceye çevirdi. Makale, Duygu Akın Tekgül tarafından <em>Nesir</em>’in bu sayısında değerlendirilen<em> Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler<a href="#_ftn10" name="_ftnref10"><sup><strong>[10]</strong></sup></a></em> başlıklı eserde ilk kez Türkçe olarak yayımlanmıştır. Erçetin’in çalışması, çevirmenin rolünü ülkenin kültürel ve siyasi tarihi bağlamında konumlandıran mikro tarihsel bir vaka çalışması sunar. Ayrıntılı bir inceleme sunan Erçetin, Türkiye’de kadınların özgürleşme hareketinin önemli bir figürü ve birçok eser vermiş bir romancı olan Halide Edib Adıvar’ın (1884–1964) çevirmen kimliğini, Edib’in kendi çevirdiği romanları ve otobiyografileri üzerine yoğunlaşarak ele alıyor.</p> <p>Sayı üç kitap incelemesi içeriyor. İlki, Murat Cankara’nın Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek’in <em>İki Kilise Arasında Binamaz: Karamanlıca Edebiyatta Dil, Kimlik ve Yeniden-Yazım</em> (2024) başlıklı kitabı üzerine yazdığı inceleme. Cankara, Şimşek’in Evangelinos Misailidis’in <em>Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş</em> romanına getirdiği disiplinler arası yaklaşımı vurgular. Şimşek kitabında, Misailidis’in eserinin yalnızca Grigoris Paleologos’un <em>O Polipathis</em> adlı eserinin özgün olmayan bir kopyası olduğu yönündeki yaygın görüşe meydan okur. İkinci inceleme, Saliha Samanlı tarafından yazılan Alphan Akgül’ün <em>Kim Egemen Olabilir Yazgısına: Türk Romanında Trajedi ve Özgür İrade</em> (2021) kitabını ele alıyor. Samanlı’nın belirttiği gibi, Akgül’ün çalışması, özellikle geleneksel-modern çatışması bağlamında, erken dönem Türk romanlarında trajedinin kasıtlı bir anlatı tercihi olarak kullanımını inceliyor. Bu sayıdaki üçüncü kitap incelemesi ise Duygu Akın Tekgül’ün <em>Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler</em> (2019) üzerine yazdığı inceleme. Tekgül, kitabın hem akademisyenlere hem de genel okura hitap ettiğini vurguluyor. İncelemesinde, özellikle çeviri teknolojisi ve çeviride duyguların rolü gibi konularda kitabın daha fazla araştırmaya ilham verme potansiyeline dikkat çekiyor.</p> <p>Son olarak, sayı, araştırmacılar tarafından arşivlerden gün yüzüne çıkarılan iki adet birincil kaynak içermekte. İlk kaynak, Selim Ahmetoğlu tarafından gün ışığına çıkarılan ve incelenen “Sabık Başvekilden Mektup (!) Var: Hüseyin Rauf (Orbay) Bey’in Ülkenin Durumuna Dair Kaleme Aldığı Değerlendirmeler.” İkinci kaynak ise Ali Kozan tarafından sunulan “XIX-XX. Asır Osmanlısında Muzır Yahut Yasaklı Yayınlara Ait Belgeler: <em>Ebu Müslim Destanı</em>” başlıklı belge. Her iki inceleme de, ilgili belgelerin geçtiği dönemlerin ve belgelerdeki şahsiyetlerin tarihsel açıdan anlaşılmasına orijinal katkılar sunmayı amaçlamaktadır.</p> <p>Her sayıda olduğu gibi, bu sayının hazırlanmasına katkıda bulunan sayı editörüne, danışma kurulu üyelerine, alan editörlerine, yazarlara ve hakemlere şükranlarımızı sunarız. Son olarak, <em>Nesir</em>’in Nisan 2025 tarihinde yayınlanacak olan sekizinci sayısının, Özen Nergis Seçkin Dolcerocca editörlüğünde “19. Yüzyılda Osmanlı-Türk Edebiyatına Kavramsal Yaklaşımlar” dosya konusuna ayrılacağını paylaşmak isteriz. Bu konuyla ilgili nitelikli ve özgün çalışmalarınız 1 Mart 2025 tarihine kadar kabul edilecektir.</p> <p> </p> <p><a href="#_ftnref1" name="_ftn1">[1]</a> Rosemary Arrojo, <em>Fictional Translators: Rethinking Translation Through Literature </em>(London and New York: Routledge, 2018), 2.</p> <p><a href="#_ftnref2" name="_ftn2">[2]</a> Edwin Gentzler, <em>Translation and Identity in the Americas: New Directions in Translation Theory</em> (New York: Routledge, 2008).</p> <p><a href="#_ftnref3" name="_ftn3">[3]</a> Denise Kripper’ın yakın zamanda yayımlanan kitabı <em>Narratives of Mistranslation: Fictional Translators in Latin American Literature</em> (2023), Latin Amerika edebiyatındaki çevirmen karakterlerine odaklanan mevcut akademik çalışmalara önemli bir katkı olarak öne çıkıyor.</p> <p><a href="#_ftnref4" name="_ftn4">[4]</a> Arrojo, 2.</p> <p><a href="#_ftnref5" name="_ftn5">[5]</a> Klaus Kaindl, “Going fictional! Translators and Interpreters in literature and film: An introduction,” <em>Transfiction: Research into the Realities of Translation Fiction</em>, ed. Klaus Kaindl and Karlheinz Spitzl (Amsterdam: John Benjamins, 2014), 11.</p> <p><a href="#_ftnref6" name="_ftn6">[6]</a> Ibid, 4.</p> <p><a href="#_ftnref7" name="_ftn7">[7]</a> “Kurgusal Dönüş” araştırmalarının on yıllar içindeki gelişimine genel bir bakış için, Klaus Kaindl’ın <em>Transfiction</em> adlı kitaba yazdığı sunuş bölümüne bakabilirsiniz. Kaindl, çevirmen ve tercüman karakterleri içeren edebi eserleri ve filmleri teorik keşifler için bir çıkış noktası olarak gören çeşitli yaklaşımları inceliyor. <em>Transfiction and Bordering Approaches to Theorizing Translation: Essays in Dialogue with the Work of Rosemary Arrojo</em> (2023) adlı kitap da alana yapılan son katkılardan biri olarak dikkate değer.</p> <p><a href="#_ftnref8" name="_ftn8">[8]</a> Alejandro González Iñárritu’nun 2006 yapımı <em>Babel</em> filmi ile Rana Kazkaz ve Anas Khalaf’ın 2021 yapımı <em>Le Traducteur</em> filmi, ayrıca Anne Michaels’ın <em>Fugitive Pieces</em> (1996) ve Leila Aboulela’nın <em>The Translator</em> (1999) adlı romanları konuyla ilgilenen okurların ve izleyicilerin dikkatine değecek türde eserler.</p> <p><a href="#_ftnref9" name="_ftn9">[9]</a> Kaindl, 4.</p> <p><a href="#_ftnref10" name="_ftn10">[10]</a> <em>Kelimelerin Kıyısında: Türkiye’de Kadın Çevirmenler,</em> edited by Şehnaz Tahir Gürçağlar (İstanbul: İthaki Yayınları, 2019).</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/134Çokseslilikten "Çifteyazarlığa": Benden’iz James Joyce Adlı Eserde Çevirikurgusal Sesler2024-09-06T10:22:26+03:00Hilal Erkazancı Durmuşhilalerkazanci@hacettepe.edu.tr<p>Bu çalışma, Fuat Sevimay tarafından yazılan ve Joyce’un yapıtlarına yanmetinsel bir bakış açısı getiren <em>Benden’iz James Joyce</em> adlı eserde kurgulanan çevirmen ve okurun rolünü araştırmayı amaçlamaktadır. Bakhtin’in çokseslilik kavramından yola çıkan çalışma, romandaki çoksesli söylem sayesinde kurgulanan çevirmen ve okurun, Joyce’un yazınsal sesi ile eşit derecede önem taşıyan bir görünürlüğe sahip olduğunu vurgulamaktadır. Çalışma, ayrıca, romanda kullanılan “çifteyazar” kavramının çeviribilim alanında önemli etik çıkarımlara ışık tutabileceğini belirtmektedir. Roland Barthes’ın “yazarın ölümü” anlayışından yararlanan çalışmada, Sevimay’ın odak noktasını oluşturan “Tanrı-Okur” kavramının çevirmenin eyleyici rolüne ışık tutabileceği vurgulanmaktadır. Çalışma, çevirikurgu eserlerin çevirmenlere yanmetinsel ve metindışı görünürlüklerini sergileyebilecekleri verimli bir zemin hazırladığını ve çevirmenlerin eyleyici rolünü ön plana çıkardığını belirtmektedir. Sonuç olarak, çalışma, çevirmenler tarafından oluşturulan çevirikurgu anlatıların, mikro-tarihsel çevirmen araştırmalarının ayrılmaz bir parçasını oluşturan çevirmen arşivlerine dâhil edilebileceğini ortaya koymaktadır.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/143Bölünmüş Kimlikler, Bölünmüş Benlikler: Türk Edebiyatında Çevirmen Karakterler2024-10-09T10:02:19+03:00Ahu Selin Erkul Yağcıahu.selin.erkul.yagci@ege.edu.trŞehnaz Tahir Gürçağlarsehnaz.tahir@boun.edu.tr<p>Bu makale, Osmanlı ve çağdaş Türk edebiyatındaki yazılı ve sözlü çevirmen karakterlerin temsillerine odaklanmaktadır. Bu karakterlerin edebî eserlerde, akli dengesizlik de dâhil olmak üzere kimlik sorunları yaşayan bireyler olarak tasvir edildiği vurgulanmaktadır. Çalışmada tekrar eden bu temanın sadece bir tesadüf olmadığı, çevirinin karmaşıklığının ve kültürel dönüşümü çevreleyen endişelerin bir yansıması olduğu öne sürülmektedir. Bu eğilimin kökenleri, önce Batılılaşma sürecini ve bunun Osmanlı toplumu üzerindeki etkilerini yansıtan ilk Osmanlı romanları üzerinden irdelenmektedir. Ardından, çevirmenlerin kimlik sorunlarıyla boğuşmaya devam ettiği ve bu sorunların psikoz boyutuna ulaşıp giderek daha da arttığı çağdaş eserler ele alınmaktadır. Amacımız, hem dünyalar arasında sıkışmış bir birey hem de kültürel ve dilsel bir kaynak olarak çevirmenin rolünü daha detaylı incelemektir.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/129Bir Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Düşünce İnsanı Olarak Mehmed Enisî (Yalkı) ve Bir Anti-Sosyalist Metin Olarak "İnsanlarda Müsavat: Sosyalistlerin Allah'ı"2024-09-11T22:20:28+03:00Eyüp Aygün Tayşireataysir@marmara.edu.tr<p>Bu çalışma, arşiv araştırması ve Osmanlıcadan Türkçeye çevirisi yapılan 1924 tarihli anti-sosyalist bir edebî kurgunun analizine dayanarak bir geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet düşünce insanının yaşamı, ideolojisi ve eser üretim tercihleri arasındaki karşılıklı ilişkileri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma, pek de tanınmamış bir Osmanlı subay, seyyah, yazar, mütercim ve edebiyat öğretmeni olup Cumhuriyet döneminde de eser vermeyi sürdürmüş olan Mehmed Enisî'nin hayatı ve eserleri hakkında yazındaki malumatı düzelterek genişletmektedir. Böylece, pozitivist bir liberal olan Enisî'nin 1924 gibi çok erken bir tarihte, anti-sosyalist bir edebî kurguyu İngilizceden Osmanlıcaya çevirip bastırması ile sosyalizmi kendi ideolojisi ve yaşam biçimine yönelik bir tehdit olarak algılayışı arasındaki ilişkiler yorumlanmaktadır. Çalışmada ayrıca, Enisî'nin İngilizceden Osmanlıcaya çevirdiği metin, Latin harfli Türkçeye çevrilerek araştırmacıların istifadesine de sunulmuştur.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/102Penâhî Mecmuası (Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu 06 Mil Yz A 4922) ve MESTAP’a Göre Tasnifi2024-02-15T17:53:39+03:00Ömercan Çetinkayao.cetinkaya.edb@gmail.com<p>Bu çalışma, mecmua türüne yönelik geliştirilebilecek mecmuada metinlerarası ilişkiler ve mecmua-mürettip ilişkileri gibi yeni bakış açılarını <em>Penâhî Mecmuası </em>üzerinden ele almaktadır. Bu mecmua, Penâhî mahlasıyla bilinen Mustafa Müslim Ocak (ö. 1945) tarafından 1902 tarihinde derlenmiştir. Ankara Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu 06 Mil Yz A 4922 demirbaş numarasında <em>Mecmû'a-i Eş'âr </em>adıyla kayıtlı bu mecmua, bu çalışmada <em>Penâhî Mecmuası</em> olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmanın ilk amacı, mürettibi ve istinsah tarihi bilinen bir mecmuanın okuyucusuna sağladığı imkânları ortaya koymaktır. Çalışmanın ikinci amacı ise, mecmuanın tasnifi ile MESTAP projesine katkı sağlamaktır. Mürettibin yazım tercihleri ve hataları, mecmuasında yer verdiği şairler ve şiir sayıları, kendine ait metin/şiir veya not içermesi, mürettibin edebi zevki ve tasavvufi görüşleri gibi yönleriyle <em>Penâhî Mecmuası</em>'nın incelenmeye değer birçok malzemeye sahip olduğu görülmektedir. Bu mecmuadaki malzemelere ilişkin geliştirilen bakış açısının, benzeri özelliklere sahip diğer mecmualara da uygulanması ve içeriklerinin MESTAP projesi ile araştırmacılarla buluşturulması mecmua çalışmaları için önemli kazanımlar sağlayacaktır.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/95Jeannie Baker’ın Resim Kitaplarında Görülmeyen Şiddetin İzini Sürmek2024-03-07T12:46:39+03:00Yasemin Yılmaz Yüksekyasemin.yilmaz.yuksek@gmail.com<p>Bu makale sessiz kitap ya da yazısız kitap olarak da tanımlanan iki metinsiz resimli kitap ve bir resimli kitabın ekoeleştirel bir analizini sunmaktadır. Avusturalyalı görsel sanatçı ve film yapımcısı Jeannie Baker’ın <em>Window</em>, <em>Belonging</em> ve <em>The Hidden Forest</em> isimli kitaplarının yakın okumasının yapıldığı makalede tanık olma teorileri ve bu eylemin yazma ve okuma pratikleriyle ilişkisi irdelenmektedir. Metinden görsele geçilen noktada tanık olma teorileri insan özneyi sorumlu koltuğuna oturtur. Bir başka deyişle, birey sadece görerek tanık olduğu kaybı ya da tahribatı ve bunlardaki eyleyen olarak rolünü kabullenir. Çevresel felaketler ve iklim krizi bağlamında, hızlı şehirleşme, sanayileşme ve insan kaynaklı çevresel sömürü mekâna ve zamana yayılarak kaybın büyüklüğünü anlamayı zorlaştırır. Doğal çevredeki değişimler insan eliyle gerçekleştiğinden ve bu durum bireyin çevreyle olan ilişkisini ve diğer varlıkların özneliğini düşünmeyi gerekli kıldığından Baker’ın kitapları özne kavramını ve özne pozisyonunu tartışmaya açar. <em>Belonging</em> ve <em>Window</em> kitaplarında resmedilen değişim yavaşça ve fark edilmeden olur. <em>Hidden Forest</em> kitabında ise çevreyle ilişkisini zaten kaybetmiş bireyin kendi yıkıcı doğasıyla yüzleşmesi anlatılır. Baker’ın çizimleri ve kolajları okuru da özne pozisyonuna oturtur ve tanık olma eylemi üzerinden kendini kurgusal karakterle özdeşleştirmesi beklenilir.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/144“Muteber” Metin ve Hakikati2024-10-17T11:29:32+03:00Hans-Georg Gadameraguendog@uni-koeln.deAtiye Gülfer Gündoğduaguendog@uni-koeln.de<p>Muteber metin, edebî metinlerin otantik olmayan, sahte, kurgu olarak etiketlenerek mutlak hakikatten yoksunluğunun dile getirildiği bu yüzden de tıpkı inşa edildikleri gibi yapısökümlerinin de mümkün olduğunun öne sürüldüğü bir edebiyat eleştirisi ortamında Hans-Georg Gadamer’in edebî metinlerin yakasına taktığı bir ayrıcalık rozeti, onur nişanıdır. Gadamer, edebî ya da poetik metinler diye atıfta bulunduğu bu metinleri, tam da dokularının hakiki yapısından, iç içe geçmiş/sökülemez iplik örgülerinden dolayı muteber metinler olarak adlandırır.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisihttps://nesirdergisi.com/index.php/nesir/article/view/141Bir Başka Halide: Halide Edib Adıvar’ın Gölgede Kalan (Öz-)Çevirmen Kimliği2024-09-27T08:25:35+03:00Nur Zeynep Kürük Erçetinzeynep.kuruk@bogazici.edu.tr<p>Bu makale, Halide Edib Adıvar’ın bir (öz-)çevirmen olarak genellikle göz ardı edilen rolünü; yabancı diller ve çeviri faaliyetleriyle olan etkileşimini ve bunların, erkek egemen bir toplumda önde gelen bir kadın figür olarak çok yönlü kimliğiyle nasıl kesiştiğini araştırmaktadır. Edib’in öz-çevirilerine odaklanan makale, çeviri pratiklerinin zaman içinde hem kişisel hem de ideolojik değişimleri nasıl yansıttığını vurgulamaktadır. Özellikle Edib’in <em>Türk’ün Ateşle İmtihanı</em> ve <em>Mor Salkımlı Ev</em> başılıklı eserlerine odaklanılarak, yazarın değişen siyasi ve kültürel perspektifinin, İngilizce yazdığı bu metinleri Türkçeye aktarırken bazı bölümleri değiştirme veya çıkarma kararlarını nasıl şekillendirdiği ele alınmaktadır.</p>2024-10-30T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2024 Nesir: Edebiyat Araştırmaları Dergisi